Monday, January 26, 2009

...

*Asagidaki yazilar fwd edilmis bir emailden alintidir.

Dedim ki: 'Çok yalnızım.'
Dedi ki: فَإِنِّي قَرِيبٌ 'Ben ki sana çok yakınım.' Bakara-186

Dedim ki: 'Evet biliyorum, sen bana yakınsın ama ben senden uzağım, keşke ben de sana yakın olabilseydim.
Dedi ki: وَاذْكُر رَّبَّكَ فِي نَفْسِكَ تَضَرُّعاً وَخِيفَةً وَ دُونَ الْجَهْرِ مِنَ الْقَوْلِ بِالْغُدُوِّ وَالآصَالِ 'Rabbini sabah akşam, yüksek olmayan bir sesle, kendi kendine, ürpertiyle, yalvara yalvara ve için için zikret.' Araf-205

Dedim ki: 'Bu da senin yardımını ister.'
Dedi ki: أَلَا تُحِبُّونَ أَن يَغْفِرَ اللَّهُ لَكُمْ 'ALLAH'ın sizi bağışlamasını istemez misiniz?' Nur-22

Dedim ki: 'Tabii ki, beni affetmeni çok isterim.'
Dedi ki: وَاسْتَغْفِرُواْ رَبَّكُمْ ثُمَّ تُوبُواْ إِلَيْهِ '(Öyleyse) Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra O'na tövbe edin. Gerçekten benim rabbim, esirgeyendir, sevendir.' Hud-90


Dedim ki: 'Çok günahkârım, bu kadar günahla ben ne yaparım?'
Dedi ki: أَلَمْ يَعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ هُوَ يَقْبَلُ التَّوْبَةَ عَنْعِبَادِهِ 'ALLAH'ın, kullarının tövbesini kabul edeceğini ve ALLAH'ın tövbeyi çok kabul eden ve pek esirgeyen olduğunu hâlâ bilmezler mi?' Tevbe-104.

Dedim ki: 'Defalarca tövbe edip tövbemi bozdum, artık yüzüm kalmadı.'
Dedi ki: اللَّهِ الْعَزِيزِ الْعَلِيمِ غَافِرِ الذَّنبِ وَقَابِلِالتَّوْبِِ 'ALLAH aziz ve bilendir, o günahları bağışlayan ve kullarının tövbesini kabul edendir.' Ğafir-2/3.

Dedim ki: 'Bunca günahım var, hangisinin tövbesini yapayım?'
Dedi ki: إِنَّ اللَّهَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ جَمِيعًا 'ALLAH bütün günahları bağışlayandır.' Zümer-53.

Dedim ki: 'Yani, yine gelsem, yine beni bağışlar mısın?'
Dedi ki: وَ مَن يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ اللّهُ 'ALLAH'tan başka günahları bağışlayacak olan yoktur.' Ali İmran-135.

Dedim ki: 'Ne kadar güzelsin ALLAH'ım! Bilmiyorum bu sözlerin karşısında niçin böylesine içim içime sığmıyor ve erimeye başlıyorum, seni çok seviyorum.'
Dedi ki: إِنَّ اللّهَ يُحِبُّ التَّوَّابِينَ وَ يُحِبُّالْمُتَطَهِّرِينَ 'Şüphesiz ki ALLAH tövbe edenleri ve temizlenenleri sever.'

Bir de 'İlahım ve Rabbim, benim senden başka kimim var' dedim.
Rabbim de: أَلَيْسَ اللَّهُ بِكَافٍ عَبْدَهُ 'ALLAH kuluna yetmez mi?' (Zümer-36) dedi.

Ayrıca; Dedi ki: يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اذْكُرُوا اللَّهَ ذِكْرًاكَثِير وَسَبِّحُوهُ بُكْرَةً وَأَصِيلًا هُوَ الَّذِي يُصَلِّيعَلَيْكُمْ وَمَلَائِكَتُهُ لِيُخْرِجَكُم مِّنَ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّورِ وَكَانَبِالْمُؤْمِنِينَ رَحِيمًا 'Ey iman edenler! ALLAH'ı çokça zikredin. Ve O'nu sabah-akşam tesbih edin. Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için üzerinize rahmetini gönderen O'dur. Melekleri de, size istiğfar eder. ALLAH, müminlere karşı çok merhametlidir.' Ahzap-41/43. Dönüş sanadır ey RABBULALEMİN(Alemlerin RABBİ), bizleri HAKK'ıyla sana dönenlerden eyle.

Saturday, January 17, 2009

Tasavvufda 4 Kapi

Tasavvufta 4 kapi vardir;

1- Şeriat Kapısı 2- Tarikat Kapısı 3- Marifet Kapısı 4- Hakikat Kapısı
Öğreti olarak bu kapılar birer birer geçilerek Hakikate ulaşılır.
************
Öğrencilerinden biri Mevlana'ya sormuş;
"Efendim, bu 4 kapı meselesini ben pek anlayamıyorum. Bana anlayabileceğim bir lisanla anlatır mısınız?"
"Şimdi bak, karşı medresede dersini çalışan dört kişi var ve hepsi rahlelerine eğilmiş. Sen git bunların hepsinin ensesine bir şamar at, sonra gel sana anlatayım."
****
Öğrenci gitmiş, birincinin ensesine bir tokat akşetmiş. Tokadı yiyen derhal ayağa kalkıp arkasını dönmüş ve daha kuvvetli bir tokatla Mevlana'nın öğrencisini yere yıkmış. Öğrenci dayağı yemiş, geri dönecek ama hocasına itaat var.
Yaradana güvenip ikinciye de bir tokat akşetmiş. O da derhal ayağa kalkıp elini kaldırmış. Tam tokadı vuracakken vazgeçip yerine oturmuş.
Öğrenci devam etmiş, üçüncüye de bir tokat atmış. Üçüncü şöyle bir kafasını çevirip baktıktan sonra çalışmasına devam etmiş.
Dördüncü, tokadı yemesine rağmen hiç oralı bile olmadan çalışmasına devam etmiş.
Öğrenci Mevlana'ya dönmüş, olanları anlatmış.
Mevlana; "İşte sana istediğin örnekler....
- Birinci, şeriat kapısını geçememiş biri idi. Şeriatta kısasa kısas olduğu için, tokadı yiyince kalktı, aynısını sana iade etti.
- İkinci, tarikat kapısındadır. Tokadı yiyince o da kalktı, tam tokadı iade edecekti ki, tarikat öğretisinde verdiği söz aklına geldi. "Sana kötülük yapana bile iyilik yap". Onun için döndü, oturdu.
- Üçüncü, marifet kapısına kadar gelmiştir. İyinin ve kötünün tek Yaradandan geldiğini bilir, inanır. Yaradan bu kötülüğe hangi iblisi alet etti diye merakından şöyle bir dönüp baktı.
- Dördüncü, hakikat kapısını da geçmiştir. İyinin ve kötünün tek sahibi olduğunu ve aynı olduğunu bilir. Onun için dönüp bakmadı bile...
Mevlana

*Bu yazi bana gelen fwd bir emailden alintidir, fakat daha oncelerde duydugum bir hikaye olup, en son TRT1'in sabah programinin Cuma gunleri konugu olan ismini suan hatirlayamadigim bir hanim anlatmis ve o gun bunu paylasmaliyim diye dusunmustum ama herzamanki gibi unuttum:)nasip buguneymis