Monday, June 11, 2007

Mevlânâ hazretleri, Mesnevi’de kötü huyun insanýn
nefsine ve çevresine nasýl bir eziyet yaptýðý
hakkýnda þöyle bir hikaye anlatýr: Huysuz
adamýn biri bir gün herkesin gelip geçtiði yol üzerine
dikenli çalýlar diker. Yoldan geçenler her ne kadar
“Bunlarý buradan sök at” dese de o bunlarýn hiçbirine
kulak asmaz. Yine kendi bildiðini okur. O dikenli çalýlar
büyür yoldan geçen halkýn ayaðýna takýlýr, onlara
eziyet eder. O yoldan geçenler periþan olur. Bu durum
valiye kadar intikal edince vali onu yanýna çaðýrýr. Dikenleri
sökmesi için emreder. O da sökerim diye söz
verir; ama bugün yarýn diye ertelemeye devam eder.
Ne sökmem der ne de sökmeye teþebbüs eder. Bir gün
vali onu yanýna çaðýrýr; “Verdiði sözde durmayan
adam, emrimi uygula!” diye sýký sýký tembihler. Aðýr
ikazlarda bulunur. Çalýlarý diken huysuz adam da þöyle
der: “Önümde hayli günler var. Merak etme nasýl olsa
günün birinde sökerim.” Vali ise çabuk olmasýný
söyler ve onu uyarmaya devam eder. Ama adam sözden
anlamaz. Dikenler de kök salýp büyümeye devam
eder. Mevlânâ, hikayenin bu kýsmýnda bir iþi yarýna ertelerken
zamanýn su gibi akýp gittiðini söylüyor ve;
“Her gün sen yarýn bu iþi görürüm diyorsun ama
günler geçip gittikçe o dikenler daha da kuvvetleniyor.
Onu sökecek olan da ihtiyarlýyor, kuvvetten düþüyor.
Sen de her bir kötü huyunu bir diken bil. O dikenler
kaç keredir senin ayaklarýna battý. Kaç kere oldu
seni kötü huyun yaraladý. Sen kendi tabiatýndan
hastalandýn da duygusuzluðun yüzünden habersizsin.
Çirkin huyunun da baþkalarýný rahatsýz ettiðini
bilmiyorsun. Sen þu dikeni gül fidaný haline getir. Gül
fidaný ile onu aþýla. Böylece sendeki dikenler gül fidaný
haline gelsin. Eðer sen de þerri gidermek istiyorsan,
ateþin gönlüne hakkýn rahmet suyunu dök.”
Mevlânâ, burada nefsinin kötü arzularýna düþmeyi
dert edinmeye dikkat çekiyor ve diyor ki:
“Nefsinin ateþi söndüren sonra, gönül bahçesine
dikersen biter. Laleler, ak güller, güzel kokulu çiçekler
yetiþir. Sözün kýsasý; iþini yarýna býrakma. Çabuk tövbe
et de istiðfarý yarýna býrakma. Yýl geçti ekin vakti geldiðinde
sende yüz karalýðýndan baþka bir þey kalmaz.
Beden aðacýnýn köküne kurt düþtü.
Onu söküp ateþe atmak, kulluk yaparak iyi iþlerle
onu öldürmek gerek.”

No comments: